Çoğalmak, üremek, çocuk doğurmak, dünyaya yeni bir insan getirmek...Her insan doğar, büyür, okula gider, işe girer, çalışır, evlenir, çocuk doğurur ve ölür mü? Yaşanacak süreç bu mudur? Ve zorunlu mudur? Eğer biriyle gezer tozarsanız, hemen evlenmek zorunda mısınız? Biriyle evlenirseniz hemen çocuk doğurmak zorunda mısınız? Ne kadar çok ve boktan sosyal zorunluluklarımız var hayatımızı sıkıntıya sokan. Bir bırakmazlar rahat edelim, mutlu olalım.
Üremenin, insan nesli için bir zorunluluk olduğu fikri kadar delice bir fikir olamaz bana göre. Hele ki dünyadaki insan nüfusuna bakarsak, dünyanın selameti için azaltılması bile gereken bir canlı türüyüz biz insanlar. Hele bir de kendi türümüzün dünyaya yaptıklarına bakmadan, bazı canlıların nüfusu fazlalaştı diye müdahale etme gereği duyarız ya. Doğaya ve diğer canlılara zarar veren, yaşam döngüsünü yıpratan ve değiştiren, milyonlarca yıllık birikimi tüketen bir tür varsa o da insan.
Çoğalmaktan geldik değil mi buralara. Anne olmak fikrinden aslında daha da özünde. 33 yaşımı birkaç ay sonra dolduracağım. Bugüne dek içimde "ayy benim de bebeğim olsa, anne olsam" diye bir his olmadı. Hani derler ya, biyolojik saat çalışmaya başladı mı istersin diye. Her zaman söylerim, benim saat bozulmuş. Başkalarının bebeğine imrenerek baktığımı hatırlamıyorum. Hatta küçücük bebeğin ya da çocuğun, anne babasına kimbilir neler çektirdiğini düşünerek, korkuyorum ondan. Eksik olan bebek sevgisi, hayvan sevgisiyle dolup taşmış bende.
Gelelim bu durumun beni düşürdüğü çıkmaza. 4,5 senedir evliyim. Eşim en başından beri çocuk istese de hiçbir zaman baskı yapmadı. "Hazır olduğunda" dedi her zaman. Ama ben hazır olamayacağım sanırım bir türlü. Ben de bekledim, sanki gökten düşecek bir hismiş gibi. Bir gün kalkacam ve ta taaam "bebek istiyorum, hemen doğurmalıyım" diyeceğim. Olmuyor işte öyle. Zaman geçtikçe etrafımdaki çemberin daha da daraldığını hissediyorum. Doğumgünlerimde hele. Dokunsan ağlayacak gibi oluyorum sırf bu yüzden. Hatta ağlıyorum da. Önceden nasılsa daha gencim, küçüğüm falan diyordum. Ama artık 33 yaşındayım. Doğurdun, doğurdun yaşları gelmeye başladı yani.
Bir yandan da eşime haksızlık ettiğim düşüncesi içimi kemiriyor. Ben istemiyorum, zorla anne olunmaz ama eşim de istiyor, onun baba olmak hakkını elinden alabilir miyim? İki taraf için de çok zor bir durum.
Çocuk işi sadece doğurmakla bitmiyor ki. Hatta doğurmak, doğum sonrasıyla kıyaslandığında en kolay kısmı diye düşünüyorum. Çünkü bir çocuk doğduktan sonra senin hayatın diye bir şey kalmıyor. Artık sen, o bebeğe bakmak üzere kurulmuş bir makinesin. Kendine ayıracağın zamanın, sadece canının istediği şeyi yapabileceğin özgürlüğün olmayacak. Dilediğin gibi uyuyamayacak, kendine göre planlar yapamayacaksın. Doğdu, doğum masrafı, hastane hastane koştur, uykusuz her gece, hadi yaşına bassın, hadi yürüsün, hadi konuşsun,bakıcı masrafı, iyi bir bakıcı bulma derdi, anneanne -babaanne faktörü, çocuğu istediğin gibi yetiştirebilme sorunsalı, hadi okula gitsin, hangi okul, hangi öğretmen, okul masrafı, ergenlik bunalımları, arkadaş krizleri, flört durumları, aşk acıları, üniversite stresi, iş bulma derdi, evlenme sıkıntısı, evlendikten sonra gelin-damat krizi. Sonrasında zaten tırtın çıkmış oluyor. Ondan sonra kendine ayıracağın vaktin kalmışsa ömründen, iyi değerlendir.
Bir de şimdiki hayatımı düşünüyorum. Ohhh, işe gidiyorum, evime geliyorum, bir şeyler atıştırıyoruz. Sonrası keyfine kalmış. İster kitap oku, ister oyun oyna, ister uzan televizyon izle, istersen pinekle. Paramı kendime harcıyorum, istediğim kadar uyuyorum. Neden insan kendi rahatını kaçırmak için bu kadar hevesli olur ki? İşte benim içimde olmayan, ya da olup da bozulan saatin çalışmamasından kaynaklanıyor sanırım bu duygu eksikliği. Hissetmiyorum yani, anne olmak bana korkunç geliyor. Kelimenin tam anlamıyla KORKUYORUM. Bencillik mi diyorsunuz içten içe. Peki çocuk isteyenlerin çocuk isteme sebebi bencilce değil mi? Nedir çocuk isteme sebebi bir insanın? Bana baksın yaşlılığımda, yalnız kalmayayım, hayatımıza renk katsın, bana anne-baba desin, herkesin çocuğu var vs.vs. Bunlar bencilce değil mi? Evet ben hayatımın bozulmasından, rahatımın kaçmasından, kendime ait hayatın bir bebeğe endekslenmesinden korkuyorum. Yalnızlığı da seviyorum, çocuğum olsa bile, yaşlandığımda ona yük olmayı aslaaa ve asla istemem.
Böyle konuşunca eşim der ki, "bir gün bunları söylerken seni videoya alacağım ve ilerde çocuğumuz olunca izleteceğim." Utanacağım düşünceler değil ki bunlar. Çocuk istemek ne kadar normalse, çocuk istememek de en az o kadar normal. Hatta bana göre daha da normal.
Yani, böyle işte. Hayatımın en zor çıkmazlarından birinde olduğumu hissediyorum ve bu düşünce içimi daraltıyor, kalbimi, ruhumu mengeneyle sıkıştırıyorlarmış gibi oluyorum. Ne yapacağım bilmiyorum.